Bir Ebruli derinlikle düşeriz dillerine
O eski, o gündelik gülüşlerimizi sever
Yaralarına sürerler merhemdir diye
Kolu kanadı olduğumuz anneler
Geçmiş zaman sendeler
Bir evlat emcamının tahta at üstündeki
Bembeyaz örtüsünde
Sesimiz yalan olur, resimlerimiz yalan
Melankolik uçarken uçurtmalarımız
Komşu çocuklarının, komşu çocuklarının yüzünde
Kırpıla kırpıla oluruz
Oğulsuz annelerin hüznüne yıldız
Hüznüne yıldız
Geçmiş zaman doğrulur
Bir evlat vedaının
Annenin yanağında bıraktığı bu sefer
Dönerler, dönerler gölgemizin vurduğu bir gülün çevresinde
Tavrulup yana yana oğlu ölen anneler
Yavaş yavaş kaybolur, görünmez olur
Hayallere sığmaz olan gölgeler
Geçmiş zaman dikilir
Bir evlat emcamının tahta at üstündeki
Evlat tarağının unutuluverdiği
Boş bir ayna önünde
Yalnızlıklar çoğalır
Çocuksuz kalan bir anne acısı kadar
Ağlamaya artık ihtimal mi var?
Kanıyor, kanıyor dört taraftan
Çığlık çığlığa duvar
Bir hüzünlü bahçedir
O eski, o geçmiş zaman
Sesimiz yalan olmuş
Gülüşler, gülüşler
Sözlerimiz yalan
Acının, acının hilali var
Bu bahçenin göğünde
Niye böyle?
Meyvesiz
Niye gamlı?
Gamlı bu dallar
Bir kalbin anne kokan dayanılmazlıkları
Edilermiş her bir yanı tarıma
Her bir yanı tarıma
Bir hüzünlü bahçedir
Hem şimdi, hem geçmiş zaman
Kocası yok, kızı yok
Oğlu ölen anneler
Bu tarlaya bahar eker
Eylül biçerler
Eylül biçerler
Bir yürek alevinin
Ellerine düğümlenişi gibi
Bir yürek alevinin
Kımıldıyor sıkıntının yıkıma
Boş vermişliği
Anlamı yok, anlamı yok artık
Hiçbir ezginin
Gözyaşıyla siliyor
Siliyor duvarda
Anneleri portrelerini
Anneleri portrelerini
Umarsız, perişan yutkunmaları
Yer altında duyuyorlar çocuklar
Toprağa hazin düşmesin diye
Savunmasız ağıtlar
Evlerde benekli kan lekelerini
Siliyorlar
Bir hüzün yelkenlisi
Yol alıyor bu ara
Kavuşturmak için
Onları o eski ormanlara
Ve gömleklerini
Keklik kanlarına banan
İçemli
Ruzigara
Gömleklerini
Keklik kanlarına banan
İçemli
Ruzigara
Ruzigara
Ruzigara
Ruz-Ruzigara
Ruzigara Ruzigara
Đang Cập Nhật
Đang Cập Nhật
Đang Cập Nhật
Đang Cập Nhật